Uçan Baba: “Korkmayın. Dedikleri kadar zor olsa kimse ikinci çocuğu yapmazdı.”

Röportajlar
n

Konu bebeğimiz olunca hepimiz işimize yarayacak tavsiyelerin peşine düşüyoruz öyle değil mi? Bu bazen uzman bilgisi oluyor, bazen de birinci ağızdan bir anne ya da baba tavsiyesi… Bu konuda yazan birçok anne blogger var, peki ya babalar? Konu bebek olunca bir adım geride kalıyorlar sanki, ne dersiniz? Aslında annelerin tümü bu serüvene babaların daha çok dahil olmasını istiyor. Bebekleri olduktan sonra “Türkiye’deki babaların hiçbiri neden blog yazmıyor?” diye düşünüp “Kimse yazmıyorsa ben yazayım” diyen Ali Taylan Çulpan, namıdiğer Uçan Baba, yazdığı yazılarla nokta atışı tavsiyelerde bulunuyor. Hazır Babalar Günü de gelmişken, Uçan Baba ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Bu vesile ile tüm babaların Babalar Günü’nü kutluyoruz, iyi ki varsınız…

Öncelikle Uçan Baba kimdir, ne yapar?
1987 Ankara doğumluyum. Boşanmış bir ailenin küçük çocuğu olarak büyüdüm. Uçak mühendisiyim, Uçan Baba sayfasını açtığımda işim gereği uçan birisi olduğum için seçmiştim bu ismi. Daha sonra iş değiştirdim ancak bu isim benimle birlikte kaldı. Şu anda da başka bir özel şirkette mühendis olarak çalışmaya devam ediyorum.

18209244 1319487008099258 4486481786529799678 OBlog açma fikri nasıl ortaya çıktı?
Benim daha öncesinde bir yazarlık ya da blog benzeri bir tecrübem yoktu. Başka babaların paylaştıklarını aradığımda ise sadece yabancı baba blogger’lara ulaşabildim. Türkiye’de bu işi yapan yoktu ya da ben o zaman baktığımda bulamamıştım. O yüzden “Kimse yazmıyorsa ben yazayım, benden başka bilgilere ihtiyacı olanlar da ulaşacaktır” diye düşünerek başladım.

Bebeğinizle birlikte kendinizde yeni neler keşfettiniz?
Bu bana çok sorulan bir soru ama ne cevap vereceğimi hiç bilemedim. Yeni bir şey keşfettiğimi düşünmüyorum. Belki kendimi zaten iyi tanıdığım için belki de gerçekten bende bir şeyler değişmediği

Babalık sizce nasıl bir serüven?
Babalık çok zor bir serüven. Yol zorluklarla dolu. Şimdiye kadar gördüğüm 7 aylık dönem için dahi geçerli bir durum bu. Ancak güzelliği zorluğundan fazla olduğu için hala büyü bir heyecanla, büyük bir hevesle babalığımın tadını çıkarıyorum.

Toplumda alışılagelmiş babalık kavramının çok dışında bir duruşunuz var. Gerek kadınlardan gerekse erkeklerden tepkiler nasıl?
Çocuk bakımıyla ilgili sorumluluğunu alan baba kavramı ne yazık ki ülkemizde çok yaygın değil. O yüzden gelen olumlu yorumların yanında hem annelerden hem babalardan olumsuz yorumlar da geliyor. Anneler daha çok “Erkek adam ne anlar annelerin sorunlarından” çizgisinde, erkekler ise “Durup dururken iş çıkarıyorsun. Ben çok çalışıyorum. Ben de senin gibi rahat çalışsam, maddi kaygım olmasa ben de ilgilenirim” yaklaşımında. Oysa ki adım gibi eminim, bana bu mesajları atanların büyük çoğunluğundan daha stresli, daha yoğun çalışıyorum. Bir yandan da dışarıdan çok kolay gözüken bir blog işim var, sürekli içerik üretmem gerekiyor. Bu sanıldığından daha çok zaman alıyor. O yüzden babalık sorumluluğundan kaçmak için öne sürülen bu bahaneleri gerçekçi bulmuyorum.

Çocuk büyütürken toplum genelinde babaların hatalı davrandığını düşündüğünüz durumlar var mı?
Ben biraz rahat bir ebeveynim. Herkesin de çocuklara psikolojik veya fiziksel şiddet uygulamamak, çocukların sağlığını tehdit edecek davranışlarda bulunmamak gibi evrensel doğrulara sadık kalmak koşuluyla anne babalığını dilediği gibi yaşamasından yanayım. Çünkü anne babalığın tek bir doğrusu yok. Ancak bunların hepsi bir baba olarak çocuğun hayatında olmakla başlıyor. O yüzden bence en büyük hata da babaların çocuklarının sorumluluğundan kaçması, çocuk bakım işini tümüyle anneye devretmiş olması ve çocuklarının hayatında olmaması.

16681958 1241321465915813 7393462857752621287 N“1987 yılında blogger annelere tepki olarak doğdum” diye bir sloganınız var. Peki blogger annelerle aranız nasıl?
Bu slogan maalesef çok yanlış anlaşıldı. Ben aslında ebeveyn bloglarının annelerin tekelinde olmasına tepkiliydim. Haliyle bu tepki aslında annelerden çok bu işi yapmayan babalaraydı. İlk günden itibaren blogger anneler bana çok destek oldular. Hatta birçok anne blogger ile hala düzenli olarak yazışıyoruz, görüşüyoruz. Hiçbirinden olumsuz bir tepki almadım şimdiye kadar.

Annelerin hislerine tercüman olduğunuz birçok yazınız var. Bu empati yeteneği mi yoksa iyi bir gözlemci olmanızdan mı kaynaklanıyor?
Çok empati yeteneğim olduğuna inanmıyorum. Ancak çok iyi bir gözlemciyim. Haliyle eşim İlkim’i çok iyi tanıyorum. Bakışlarının değişiminden bile ne düşündüğünü anlayabilirim. Bunun yanında hem hamilelik döneminde hem de lohusalık döneminde mutlaka uyumadan birbirimize zaman ayırır biraz sohbet ederdik. Aslında eşinize 10 dk bile zaman ayırıp dinleseniz o size tüm sıkıntılarını anlatıyor. Ben o yüzden İlkim’in bana anlattıklarını ve gözlemlediklerimi yazıyorum. Birçok kadının farkında olmadığı ise aslında çoğu annenin benzer sorunlar yaşadığıydı. O yüzden ben aslında İlkim’in yaşadıklarını yazdıkça herkes tüm annelerin sorunlarını yazdığımı, tüm annelerin hislerine tercüman olduğumu düşünmeye başladı.

Takipçileriniz en çok hangi konularda size yazıyor?
En çok şikayet edilen konulardan ilki ilgisiz babalar, ikincisi ise problem yaratan kayınvalideler ve onların tarafını tutan eşler. Ne yazık ki bu konuda benim yapabileceğim hiçbir şey yok. O yüzden mutlaka problemlerini açık açık konuşmalarını, çözüm bulamazlarsa da bir uzman yardımı almalarını tavsiye ediyorum. Bir de sağlık sorunlarını yazanlar var, onlarla ilgili bir yorum yapmaktan özellikle kaçınıyorum ve direkt olarak doktorlarıyla görüşmelerini tavsiye ediyorum.

17972153 1301983803182912 5091512226576053816 OBebekli hayat serüveninde en zorlandığınız an ne zamandı kısaca anlatır mısınız?
Özellikle en zorlandığım an diyebileceğim bir şey kalmamış aklımda ancak en zorlandığımız dönem kesinlikle ilk 40 günlük dönemdi. Bebeğin hiçbir düzeni yoktu, biz bu işin çok acemisiydik ve baş edemediğimiz bir kolik problemi vardı. “Gittikçe daha da zorlaşacak” diyenleri hiç ciddiye almadım ve bu sözle sayfada hep savaştım. Çünkü herkesin tecrübesi farklı. Öyle bile olsa bizim bebeğe alışmamız, bebeğin bize alışması, iletişimimizin artması, derdini daha rahat anlamamız gibi faktörler yok sayılıyor. Evet, belki zamanla zorlaşıyordur ancak bu yük daha kolay taşınır hale geliyor. Bunu göz ardı etmemek gerekiyor. Hele bu şekilde bir felaket tellallığı yapmanın kimseye bir faydası yok.

Babalara birkaç öneride bulunmak ister misiniz?
Daha önce de söylediğim gibi, çocuğunuzun hayatında olun. Eşinizi ve evinizi dış etkilerden, yersiz yorum ve tavsiyelerden uzak tutarak evde “mümkün mertebe” sakin ve huzurlu bir ortam oluşturmaya çalışın. Unutmayın ki mutlu anne mutlu bebek demektir.

Bazı erkekler baba olmaktan ciddi şekilde korkuyor. Onlara söylemek istedikleriniz var mı?
Baba olmayı istemek ne kadar normalse baba olmak istememek de aynı şekilde oldukça normal ve doğal bir durum. Annelik ve babalık herkesin alma isteyeceği bir sorumluluk değil. O yüzden eğer çocuk sahibi olmak istemiyorlarsa onları zorlayamayız. Ancak çocuk sahibi olmak isteyen, bu sorumluluğu almaya hazır olduğu halde korkanlar varsa onlara şunu diyebilirim: “Korkmayın. Dedikleri kadar zor olsa kimse ikinci çocuğu yapmazdı.”

Son olarak eklemek istedikleriniz var mı?
Birkaç kez söyledim, tekrar söylüyorum. Çocuklarınızın yanında olun, hayatında olun. Büyüdüklerinde anılarında olmanın tek yolu küçükken yanlarında olmak.

 

1 Yorum Uçan Baba: “Korkmayın. Dedikleri kadar zor olsa kimse ikinci çocuğu yapmazdı.”

  • Ucan babayı sosyal medyada da takip ediyorum. 2 çocuk annesi olarak eşimin ilgisizliği, bana eviyle ilgilenmeyen babaları örnek göstermesi sonucu bende arayışa girmiştim. Dedim, “mutlaka vardır eşini anlayan baba”. O sırada gördüm uçan babayı .hemen eşimin hesaplarından da takibe aldım, Önüne çıksın diye. Şimdi arada melinadan bahsediyoruz babasının empatisini konuşuyoruz. Bize olumlu dönüşleri oldu. İyi ki yazmış ali taylan bey. Yoksa ben anlayışlı bir baba gibi blog
    Yazacaktım 😅

Yorum yazın:

E-mail adresiniz paylaşılmayacaktır.

İlginizi çekebilecek diğer yazılar

şaşılık

Cep telefonu ve tablet gibi ‘küçük ekranlar’ gözlerini tehdit ediyor!  

İki gözün aynı noktaya odaklanamaması olarak tanımlanan şaşılık, ülkemizde her 100 çocuktan 3-5’inde görülen bir sorun. Çocuklarda şaşılık göz

Devamını oku...
bekar anneler

BEKAR ANNELER DERNEĞİ KURULDU!

21 MART’TA BAHÇEŞEHİR ÜNİVERSİTESİ’NDE BAUEQUAL DESTEĞİ İLE İLK KONFERANSINI GERÇEKLEŞTİREN BEKAR ANNELER DERNEĞİ DAHA İLK GÜNDEN BÜYÜK İLGİ GÖRDÜ…

Devamını oku...
Bonna

Bonna’dan çocuklara özel tabaklar

Bonna, miniklerin hayal dünyasını zenginleştirecek yepyeni bir koleksiyonu kullanıcılarıyla buluşturuyor. İlhamını çocukların sonsuz hayal gücünden alan marka, özel boyutlarda

Devamını oku...

Mobil Menü