Herkese merhaba. Size geçtiğimiz ay deniz tatili için tercih ettiğimiz Gökçeada’dan bahsetmek istiyorum. Hem sessiz sakin hem de güzel koyları olan bir tatil arıyorsanız sizin için de bir alternatif olabilir burası. Tabii ‘çocukla nerede tatil yapmalıyız?’ sorusu da ebeveynlerin tercihini etkileyebiliyor. Gökçeada, kum plajları, ılık suyu, doğası ve kendine has mimarisiyle bizden tam not almayı başardı. Hadi hazırsanız anlatmaya başlıyorum.
Tatil için Gökçeada mı yoksa Bozcada mı diye düşünüyorduk. Açıkçası çok daha ekonomik olması ve buraya daha önce gitmemiz nedeniyle tercihimiz Gökçeada oldu. Yaklaşık 5 saatlik bir araba yolculuğunun ardından Kabatepe’ye ulaştık. Yaklaşık 1 saat ise feribot seferi sürdü. Gökçeada, Türkiye’nin en büyük adası. Bence dezavantaj olarak görülebilecek nadir konularından birisi. Çünkü biz Eşelek’te bir yerde kaldık. Ve merkeze gitmek yaklaşık araçla 15 dakika sürüyordu. Sevdiğimiz plajlardan olan Gökçeada İncekum Plajı yaklaşık araçla 4 dakika kadar uzaklıktaydı. Diğer bir sevdiğimiz plaj Kuzukum ise 20 dakika uzaklıktaydı. Dolayısıyla çocukla Gökçeada’yı tercih edeceksiniz araç şart arkadaşlar. Gideceğimiz plajları da rüzgârın yönüne göre tercih ediyorsunuz. Çünkü adanın bir tarafında deniz dalgalıyken diğer tarafında süt liman bir deniz sizi bekliyor.
Gökçeada’da hangi plaja gitsek?

Gökçeada’nın en sevilen plajlarından biri Kefalos Plajı. Küçük bir plaj ve neredeyse tamamında işletmelerin şezlongları var. İki kişilik şezlong bir şemsiye fiyatları 200 TL’den başlıyor 400 TL’ye kadar çıkıyor, bu plajda. Bizim gittiğimiz gün adanın o tarafı dalgalıydı. Dolayısıyla denizi çok beğenmemiştik. Ertesi gün İncekum Plajı’nı keşfedince bir daha gitmedik bile. Öyle ki bu plaj çok daha geniş bir kumsala sahip. Plajın en başında bir işletme var onun dışında tüm alan rahat. Bizim favorimiz oldu bu plaj. Diğer favori plajımız ise Kuzumkum’du. Bu plaj dar bir oturma alanına sahipti ve taşlıktı. Ama denizi sığ bir denizdi ve çocuklara çok uygundu. Burayı da sevdik.
Gökçeada’da yeme-içme ve sosyal hayat
Ada’nın merkezinde çok tatlı uzun rengarenk bir cadde var. Burada her çeşit mekan bulunuyor. Tabii bütün gününü kumsalda kumdan kale yaparak geçiren insanlar için gecede erken bittiği için biz pansiyonumuzun terasında rahat rahat yayılmayı tercih ettik. Daha doğrusu başka çaremiz de yoktu. Bilge 21.00’ı görmeden uyuyakalıyordu. Sadece bir gün ekstra bir program yaptık. Onda da Ada’nın meşhur lezzeti oğlak tandır yemeğe gittik. Ben biraz mesafeliyim bu tür lezzetlere ancak eşim çok beğendi. Merkez Lokantası bu anlamda çok talep gören bir yerdi. Bir süre sıra bekledik hatta. Ada’nın dondurması ve kurabiyesi de bizden tam not aldı.
Yolunuzu düşürün; Kaleköy

Bir Rum köyü olan Kaleköy, otantik yapısı ve güzel fotoğraflara imkan veren genel aurasıyla Gökçeada’da gidilmesi gereken duraklardan biri olarak yazılıyor. Biz de programımızı ayarlayıp bir akşam üstü uğradık. Zaten çok küçük bir köy. Fotoğraflarımızı çektik, biraz gezindik ve Baba Hristo’da dibek kahvesiyle sakızlı muhallebimizi yemeyi de ihmal etmedik. Hatta Bilge dibek kahvesi yapımına da yardım etti. Keyifli bir duraktı.
Sakinliği, doğası, gezilebilecek tarihi yerleriyle bizden tam not aldı Gökçeada. Sizlerin de eklemek istedikleriniz varsa yorumlarda buluşalım.
Bunu da okumak isteyebilirsiniz. https://www.bebegimleyasam.com/yazarlar/gulcin-acar/cocuklu-ilk-tatilde-yanimiza-neler-almaliyiz/